3 Nisan 2009 Cuma

Gonca Sezer @ ARTIK

Arkadaşımız Ece Nur OKUMUŞ, sanatçı Gonca Sezer ile ARTIK Sanat Galerisinde görüştü:

Ece Nur Okumuş:İlk başta sizi tanıyabilir miyiz, kimdir GONCA SEZER?
Gonca Sezer:
Güzel sanatlar fakültesi mezunuyum, o zamanlarda adı öyleydi sonradan mimar Sinan üniversitesi oldu. Master yaptım sonrasında doktoraya başladım. Yurtdışına gittiğim için bu nedenle doktora yarım kaldı. Profesyonel sanat hayatıma 85 yılında üniversitede başladım. Galerilerle bağlantılar kurduk genç sanatçılar olarak 12 Eylül olayları sonrasında olduğu için apolitik gelişmiş bir gençlik olduk Özal sonrasında sanata çok prim veriliyordu o dönemlerde kişisel sergilere atıldım plastik sanatlarla başladım görsel sanatlarla uğraşıyorum disiplinler arası sanatla uğraşıyorum fotoğrafı da kullanıyorum tuval geçmişim var akrilik yağlıboya geçmişim var. Şimdiye kadar 6 kişisel sergim var. Şu anda çağdaş sanatla uğraşıyorum geçmişimde tuval ve plastik sanat geçmişi olan bir sanatçıyım çok genç başladım bugüne kadar devam ettim

E.N.O.: Sanat geçmişinizde etkilendiğiniz kişiler oldu mu?
G.S.:
Tabiî ki de oldu hem yurtiçinde hem yurtdışında oldu. O zamanlarda bu kadar Internet olanağı yoktu global sistem oturmaya başladı Özal döneminden daha sonra ekspresyonist ve soyut akımdan çok etkilendim onları baz alarak çalıştım ama kendi iç dünyamı yansıttım kendi problemlerimi yansıttım. İfadecilik var oluşçulukla ortaya çıkan akımdan etkilendim ve öyle başladım okulda hocalarımdan etkilendim ama zamanla kendi bireysel yolumu buldum araştırarak deneyerek ulaşıyorsun.

E.N.O.: Klasik bir soru olacak ama gonca sezer eğer sanatçı olmasaydı neyle ilgilenirdi?

G.S.: Yine sanatla uğraşırdım diye düşünüyorum görsellik benim için çok önemli görsellikle ilgilenirdim. Güzel sanatlarla ilgilenirdim sinema edebiyat olabilirdi.

E.N.O.: Araştırdım ve yurtdışında sergiler açtığınızı okudum, sizin için en önemli serginiz hangisi?

G.S.: Bütün hepsi çok güzeldi. Hiç birini ayırt edemem. İlk sergimi 1985 yılında okul işlerinden sonra açtım. İlk profesyonelliğe adım attığım için o çok daha heyecan vericiydi ondan sonrakileri daha ciddiye almaya başladım. Her yeni sergi yeni bir heyecan tabiî ki her seferinde daha da büyük hedefleriniz oluyor. Bütün sergiler aynıdır hiç birini ayırt edemem hepsi ayrı önemli. Daha ciddiye almak gerektiğini düşündüğüm ve öyle olması gerekiyor zaten daha çok çalışıyorsun zaten o basamakları çıkmaya çalışıyorsun ne kadar çıktığımı ben bilemem zaten ama sanat tarihçileri ve eleştirmenlerin yorumlayabileceği bir şey herkes kendi içinde uğraşıyor. O saptamayı ben yapamıyorum ama ilk sergim başlangıç noktası olarak heyecanlıydı. Başka sorunlar çıkıyor hangisini seçeceksin hangisini sergileyeceksin çok büyük bir çalışma.
Bana vermiş olduğunuz “Görgü Tanığı” adlı katalogda sizi anlatan resimlerin olduğunu söylediniz E.N.O.: Sizi anlatan derken, duygusal anlamda mı, yoksa hayata bakış açınızı mı ne şekilde sizi anlatıyor?
G.S.:
Düşünce çok önemli düşünce olmadan duyguları ifade edemezsiniz önce o düşünceyi oluşturacaksınız burada duyguları ısın içine katacaksın yanı düşünmeden bir fikri oluşturmadan bir görsellik gösteri olmuyor. Benim sergilerimdeki resimlerimde ya da başka yerlere verdiğim çalışmalarımda mutlaka bir düşünce vardır bir görüş vardır ve görüşün üstünde duygu vardır ama düşünce çok önemli çünkü sanatla zanaatı ayıran şey budur. Herkes sanat yapabilir. Bir savaş üzerine barış üzerine kadınlar üzerine her şeyi sanata katabilirsin sanat öyle ki sosyolojiyle, edebiyatla, psikolojiyle matematikle bile bağlantılı mantıkla bağlantılı sanatta kültürde çok önemli kültürde mutlaka bir düşünce var ve bu düşünceleri yansıtmak zorundayız bu düşünceleri insanlarla paylaşmak zorundayız o zaman işte duygularda ortaya çıkıyor.


E.N.O.: En sevdiğim resminizi neyi düşünerek yaptınız neyin etkisinde kaldınız?
G.S.:
Bağlı adlı bir sergiden Urart sanat sergisinden, aşk olabilir insanların birbirine bağlılıkları olabilir ailemize bağlılığımız ülkemize bağlılığımız olabilir. Özel bir ilişki sonrasında çevremizle de bir ilişkimiz olur toplumsal bağlantılarımız var yani bağlı isminden çıkmıştı. Bütün dünyayla bağlantımız tek bir bireyden yola çıkarak bütüne varmak da diyebiliriz.

E.N.O.: Eğer Gonca Sezeri anlatan bir resim yapsaydınız bu resmin genel rengi ne olurdu?
G.S.:
Değişik bir soru bütün renkleri severim maviyi de çok severim yeşili çok severim içinde mutlaka aydınlık olur sarı koyardım benim renklerim çok katmanlıdır şeffaf ve katmanlı renkler olmalı renkleri kazırım başka renkler katarım uydururum renklerim normal sarı değildir mesela işte o Gonca sarısıdır. Onu bulmaya çalışıyorum kendi olmak var olmak ve insanlarla bunu paylaşabilmek herkes kendine dönebilse kendini önemli görebilse herkes kendi ve tek sanatta bunun için aracı. Edebiyat tiyatro sinema performanslarda önemli bunun için.

E.N.O.: Mekânınızın adı neden ARTIK MEKÂN?
G.S.: Çok güzel bir soru. Öncelikle böyle bir soru sorduğun için teşekkürler. Ben bir arkadaşımla(Yeşim Ağaoğlu) birlikte burayı açmayı düşündüm. Biz işlerimizde bağımsız olarak sergileyebilmek ve gösterebilmek istedik hiçbir aracı olmadan hiçbir medyatik grup ya da medya olmasın istedik. Medyatik yerlerde olduğun zaman problemlerin içine giriyorsun. İnsanlarla izleyicilerle birebir olmak için burayı tercih ettik ARTIK da ART ve IK tan geliyor artık bunu yapalım anlamında. Bir bağımsız mekânımızın olmasını biz, arkadaşlarımızda tanımadığımız insanlar da gelsin burada bir takım işler yapsın aracı olmadan sizlerle buluşalım bir şeyler yapın diye

E.N.O.: Böyle bir yer gerçekten çok hoş.
G.S.: Evet, ama sorumluluğu çok fazla en ufacık bir iş olduğunda onunla ilgilenmelisin reklâm tanıtım insanlara ulaşımı çok zor. Hepimiz varız kapitalist düzendeki o kurum yok. bu ütopik bir olay yaptığımız şey nereye kadar devam eder bilinmez büyük bir risk sonuçta aldığımız şey keşke böyle yerler olsa ve insanlar gelse görse ve baksa bu ıkınsın arasındaki şey çok farklı insanlar gelsin görsün bunlar çok önemli.

E.N.O.: Şu anda hala devam etmekte olan Dali sergisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
G.S.: İki üç defa gittim. Dali hakikaten çok iyi bir sanatçı. Dali psikanaliz yapan ve gerçek ustu sanatı dünyaya tanıtan insanlardan biri. Edebiyat, plastikle de uğraşıyor çok yönlü bir sanatçı Dali. Filmler yapmış kendini sanata adamış aslında. Bence çok iyi çok değerli bir sanatçı, çok büyük bir usta, hayran oluyorum. Ama o son dönemlerinde dedikleri o politik tavrı falan benim için hiç de önemli değil. Yani olmamalı çünkü o mutlaka başka yerlere göndermeler yapıyordu. Başlangıç noktası çok önemli, çıkış noktası çok önemli. Resimlerini çok beğeniyorum. Çok mükemmeliyetçi olmasını tasvip etmiyorum. O çok olumsuz bir olay ama sanatla resimlerini birleştirmesi çok güzel. Luıs BUNUEL’in Endülüs köpeği isimli resmi mesela aynı zamanla sanatın çeşitli yönleriyle ilgilendiğini de gösteriyor. DANTE’nin ilahi komedyasını resimlerinde işlemiş belli kesitlerini ve bu da edebiyatla bağlantılı olduğunu yansıtıyor. Donkişot’u resimlemiş küçük küçük parçalar halinde ele almış. Sanatla uğraşan bir insan çok yönlü olmalı. Olmalı derken katı kurallarım tabularım yok elbette ama olmalı. Hayatta her yöne dâhil olmalıyız her şeyin içinde olmalıyız.
E.N.O.: Bana vakit ayırdığınız ve sizin gibi bir sanatçıyla röportaj yapabilmemi sağladığınız için teşekkürler. Bir sonraki serginizde yeniden karşılaşmamızı umuyorum.












Ece Nur OKUMUŞ



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder